Diyarbakır'da meydana gelen vahşice cinayet, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Baba ve oğlu, henüz yaşamlarının baharında hayatları acımasızca sona erdirildi. Olayın ardından kentte büyük bir yas havası hakim oldu. Acılı aile, dostları ve komşularıyla birlikte, cinayetin gerçekleştirilmesiyle artan korku ve endişeyi paylaşarak, başsağlığı dilekleriyle bir araya geldiler. Bu olay, toplumun içerisinde yaygınlaşan şiddetin korkutucu bir tablosunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Baba Hasan Yılmaz ve oğlu Ali Yılmaz, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, işlek bir cadde üzerinde giriştikleri bir tartışmanın sonrasında hayatlarını kaybetti. İddialara göre, bir grup tarafından hedef alınan Yılmaz ailesi, şiddetin kurbanı oldu. Etraftaki tanıkların ifadelerine göre, olay anında yaşanan kargaşa, o an orada bulunanların gözleri önünde bir masumiyetin sona ermesine neden oldu. Gözaltına alınan bazı şüpheliler, cinayetle ilgili soruşturmayı derinleştirirken, valilik ve emniyet teşkilatı tarafından yapılan açıklamalarla olayın aydınlatılması konusunda halkın desteği talep edildi.
Baba ve oğulun yaşamlarının sona ermesinin ardından, sosyal medya platformlarında çok sayıda mesaj ve paylaşım yükseldi. Diyarbakırlılar ve Türkiye genelinden pek çok kişi, bu vahşet dolu olayı kınadı ve adaletin bir an önce sağlanması gerektiğini dile getirdi. Hatıra fotoğrafları ile dolu paylaşımlar, toplumda bir araya gelinerek güçlenme çağrısını da beraberinde getirdi. Aile dostlarından biri, 'Biz bir aileyiz, sadece çocuklarımız değil, birbirimizin yaralarını sarmalıyız,' diyerek acılı ailenin yanında olduklarını ifade etti.
Baba ve oğulun cenazesi, düzenlenen törenle yan yana toprağa verildi. Duygu dolu anların yaşandığı cenaze töreninde, katılımcılar gözyaşlarına hâkim olamazken, dualar da ardı ardına yükseldi. Aile, komşuları ve arkadaşları, onların anısını yaşatmak ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına birlik olmanın önemini vurguladı. Bu acı kaybın ardından, Diyarbakır’da artan güvenlik önlemleri ve asayiş artırma çabaları, yerel halkın duyduğu endişeleri bertaraf etmek amacıyla başlatıldı. Ancak olayın yarattığı travma, uzun süre akıllardan silinmeyecek gibi görünüyor.
Halkın bu cinayete tepkisi büyüyürken, yerel yönetimlerin de konuya duyarsız kalmamaları gerektiği ifade edildi. Adaletin bir an önce sağlanması için yapılan çağrılar, kabullenmekte zorlandıkları bu tablonun bir daha yaşanmaması için görünür ve güçlü adımlar atılması gerektiğini belirtiyor. Baba ve oğulun kaybı, yalnızca bir aileyi değil, tüm toplumun huzurunu tehdit eden bir sorunun yansımasıdır. Toplumsal dayanışma ve adaletin sağlanması, yaşanan bu tür traumasların üstesinden gelmek adına büyük bir önem taşımaktadır.
Diyarbakır'daki bu acı olay, toplumda dayanışma için bir çağrı niteliği taşırken, ailelerin, çocukların ve bizlerin bir arada durması gerektiğini ve her türlü şiddete karşı ortak bir tavır sergilemenin zaruri olduğunu gösterdi. Yasını tutan aile, zor günlerine destek olmaları nedeniyle tüm destekçilere teşekkür etti. Şimdi, toplum olarak hep birlikte barış içinde, sevgiyle, saygıyla yaşamamız ve geleceğimize sahip çıkmamız gerektiği bilinciyle hareket etmemiz önemlidir.