Türkiye'nin edebiyat dünyasında önemli bir isim olan yazar Süha Oğuzertem, 14 Ekim 2023 tarihinde, bir yangın felaketi sonucu hayatını kaybetti. Bu gerçekten üzücü olay, sadece ailesini değil, aynı zamanda edebiyat tutkunlarını da derinden sarstı. Oğuzertem, romanları ve denemeleri ile edebiyat dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş, birçok okuyucu kitlesi oluşturmuştu. Edebiyatımızda bıraktığı iz, yıllar boyunca hatırlanacak ve saygıyla anılacaktır.
Olay, İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki bir apartmanda meydana geldi. Yangının çıkış nedeni henüz kesinleşmedi, ancak ilk belirlemelere göre elektrik sistemi arızası muhtemel bir sebep olarak değerlendiriliyor. Yangın, gece saatlerinde patlak verdi. Apartmanın üst katında yaşayan Süha Oğuzertem, evinde yalnız olduğu sırada alevlerin hızla yayıldığı belirtiliyor. Yangının büyümesi üzerine komşularının ihbarda bulunmasıyla birlikte, itfaiye ekipleri olay yerine intikal etti. Ancak ne yazık ki, yangın kontrol altına alındığında Oğuzertem’in sağlık durumu kritik bir noktaya ulaşmıştı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen, ünlü yazar kurtarılamadı.
Süha Oğuzertem, edebiyat kariyerine uzun yıllar önce başlamış ve birçok eser kaleme almıştır. Romanları genellikle insan psikolojisini derinlemesine ele alması ve toplumsal sorunları cesur bir dille anlatması ile ön plana çıkmaktadır. “Kayıp Yıllar” ve “Gölgedeki İnsan” gibi eserleri, birçok eleştirmenin beğenisini kazanmış ve okurları üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Bunun yanı sıra denemeleri ile de düşünce dünyasına katkıda bulunmuş, özellikle genç yazarların ilham kaynağı olmuştur.
Türkiye, Süha Oğuzertem’in kaybıyla birlikte bir edebi yönünü daha yitirmiştir. Özellikle genç yazarların yavaş yavaş sahneye çıktığı bu dönemde, Oğuzertem’in deneyimleri ve kalemi, birçok kişiye yol göstermekteydi. Yazdığı eserler, toplumun farklı kesimlerine hitap eden derin bir mirasa dönüşmüştü. Oğuzertem’in vefatı, edebiyat camiasında büyük bir yas yaratmış, sosyal medyada pek çok yazar, edebiyatçı ve okuyucu, üstatlarını anarak ruhuna saygı duruşunda bulunmuştur. “Üzüntü derin, hayat kısa” şeklindeki paylaşımlar, Oğuzertem’in edebiyatına olan özlemi ve onun varoluşundan kaynaklanan duygu yoğunluğunu yansıtmaktadır. Edebiyat dünyasında bir parantez açan bu trajik olay, okurlar üzerinde düşünsel bir sarsıntı yaratmayı başarmıştır. Oğuzertem’in kaybı, onun edebi mirasının daha fazla tanınması ve konuşulması gerekliliğini de akıllara getiriyor. Yeni nesil yazarların, Oğuzertem’in ele aldığı temaları, özgün anlatım biçimini ve cesur duruşunu nasıl sürdüreceği ise merak konusu. Sonuç olarak, Süha Oğuzertem’in vefatı sonucunda, edebiyat camiası sadece bir yazarını kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda bir dostunu, bir ilham kaynağını da yitirmiştir. Hayatı boyunca insanları düşünmeye, sorgulamaya ve hissetmeye yönlendiren Oğuzertem, edebiyat içeriklerinde derin izler bırakmış ve daima anımsanacaktır.